13 Eylül 2012 Perşembe



EVRENSEL BİR DİL: 
M O D A
Bir görünüşe, tarza alışır alışmaz ona karşıt bir başka şeye rağbet ediyoruz. Neden kendimizi sürekli yeniden tanımlamak ve değiştirmek istiyoruz? Modanın kurallarını kim belirliyor ve kim bozuyor?
Kültürel teorisyenler ve giyim analizleri giyimin dört temel fonksiyonu üzerine odaklanmışlardır: bunlar işlev, edep, cazibe ve süslenmedir. Daha sonra buna dört fonksiyon daha önerilmiştir. Sembolik farklılaşma, kabul görme kendini öne çıkarma ve modernizm.

İŞLEV
Giyim, birçok pratik ve koruyucu amacı gerçekleştirmek için ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Çevreden gelen etkilere karşı bedeni kollamak amacıyla kullanılmaktadır. Örnek vermek gerekirse ormancıların serin, balıkçıların kuru olmaları; itfaiyecinin alevden, madencinin zararlı gazlardan korunması gerekir. Bu yüzden kıyafetler tamamen işlevsel olmak zorundadır.  Zaten çoğu tüketici de giyimle ilgili seçimleri konfor, dayanıklılık ve bakım kolaylığı gibi öğelere bakarak yapar.
Kıyafet reformcuları, tipik olarak faydayı diğer estetik kaygının üzerinde tutmuşlardır. Örneğin 1850’lerde kadınların oy hakkı için çalışan liderlerden Amelie Jenks Bloomer, çember eteklerin pratik olmadıklarını iddia etmiş ve kadınların pantolon giymeleri gerektiğini savunmuştur. Bunlara da uzun külot (pantalettes) veya büzgülü kısa pantolon (bloomers)demiştir.
                                 

EDEP
Elbiselere çıplaklığı kapatmak için de ihtiyaç duyulur. Toplum, taşkınlığı önlemek ve edebi muhafaza etmek için giyimle ilgili ahlaki kurallar ortaya koyar. Edep, zamana göre değişebildiği gibi bireylere, gruplara ve toplumlara göre farklılıklar gösterir. Birçok Ortadoğu ülkesinde hala tutucularla liberaller arasında kadının ne kadar kapalı olması gerektiği tartışılmakta ve birçok modern toplumlarda kadınların uzun etek giymeleri gerekmektedir. 


CAZİBE 
Giyim, giyen kişinin çekiciliğini ve ulaşılabilirliğini vurgulamak için de kullanılabilir. Gece giysileri ve iç çamaşırları cildi ortaya koyan veya cilt dokusunu taklit eden kumaşlarla yapılmaktadır. Aksesuarlar ve kozmetikler de cazibeyi artırmaktadır.
SÜSLENME
Süslenme, fiziksel çekiciliği artırmayı, yaratıcılığı ve bireysel özellikleri ortaya koymayı ya da bir grup ve kültür içindeki üyeliği veya mevkiyi göstermeyi sağlar. Süslenme, ayakkabı vurması, korse giyme ve piercing ya da dövmede olduğu gibi konfor, hareket ve sağlık ihtiyaçlarıyla çelişebilir. Süslenme kalıcı ya da geçici olabileceği gibi insan vücuduna eklemeler ya da vücuttan çıkarmalar şeklinde olabilir. Kozmetik ve vücut boyası, mücevherat, saç tasarımı ve tıraş, takma tırnaklar peruklar, bronzlaşma, yüksek topuklar ve plastik cerrahi, bunların hepsi vücut süslemeleridir.


SEMBOLİK FARKLILAŞMA
İnsanlar giyim seçimlerini yaparken mesleklerini, dini bağlarını, sosyal statülerini veya yaşam tarzlarını farklılaştırmayı ve ortaya koymayı dikkate alırlar. Mesleki kıyafetler bir otorite ifadesidir ve kalabalık içinde giyenin fark edilmesini sağlar. Örneğin bir rahibe en mütevazi giysisini giyerek inançlarını sembolize eder. Tasarımcıda kendi işaretini oluştururken farklılığını ortaya koymak ister. Böylece hitap ettiği sosyal katmanı da belirler. Fakat zamanla farklı sosyal katmanlara da hitap edebilirler.



    KABUL GÖRME
İnsanlar bir gruba ait olmak için benzer şekilde giyinirler. Kabul edilen tarzlara uymayanların farklı fikirlere sahip oldukları varsayılır, bu yüzden dışlanabilirler. Aynı şekilde modacıların sunduğu her tarza koşulsuz itaat eden moda kurbanları aidiyet hissetmek acısından çaresiz, kişilikten ve zevkten yoksun olarak algılanırlar. Bazı durumlarda giyim tarzı, topluma ya da modanın kendisine başkaldırı ifadesi olur. Her ne kadar punkçıların belli bir üniforması olmasa da belirli giyim tarzlarına bakılarak, fark edilebilirler. Yırtık elbiseler, dramatik saç stilleri gibi. Bu giyim tarzı İngiliz moda tasarımcısı Vivienne Westwood tarafından 1970’lerin ortasındaki geleneksel, iyi görünümlü modaya karşı anarşist bir tavır olarak geliştirilmiştir.
Vivienne Westwood'un yarattığı aykırılık


KENDİNİ ÖNE ÇIKARMA
Her ne kadar bir gruba ait olmamız için sosyal baskı olsa da ve büyük zincir mağazalarda birbirinin aynı birçok giysi üretilse ve satılsa da tepeden tırnağa aynı giyinmiş iki insana nadiren rastlarız. Birçok kişi arkadaşlarına yardım etmek ve tavsiye vermek için onlarla birlikte alışveriş yaparlar fakat aynı giysileri almazlar. Durum ne olursa olsun bireyler makyaj, saç ve aksesuarları kullanarak kendi kişisel kimliklerini ortaya koymak için çabalarlar. Toplumun tüm kesimlerinde kıyafet kodları bulunur. 
Jennifer Lopez                          Jennifer Love Hawitt

MODERNİZM
Modaya uygun kıyafetlerin her yerde bulunabildiği bölgelerde, giysi modernliği ifade etmek için kullanılır. Medyanın etkin olduğu büyük kentlerde, son modayı takip eden biri olarak bilinmek ve mevcut etkinliklerden haberdar olmak, gittikçe rekabetçi bir hal alan iş bulma piyasasında avantaj sağlayabilir. Doğru giyim, doğru yerlerde doğru insanlara ulaşmamızı sağlayabilir.

MODANIN DİLİ
Çevremizdeki ifadeleri okumayı denediğimizde, aynı zamanda kıyafetlerinden yayılan işaretleri de okuruz ve bazen yanılarak ne tür insanlar oldukları hakkında çıkarımlar yaparız. Bu sözsüz iletişim, modanın dili diğer bütün diller gibi öğrenilebilir. Hakkımızda başkalarının doğru ya da yanlış izlenimler edinmelerini sağlamak için bilerek ya da bilinçaltındaki düşüncelerimiz yoluyla kıyafetler satın alır ve onların çeşitli kombinasyonlarını giyeriz. 









Hiç yorum yok: