24 Ekim 2012 Çarşamba

Çağrışım - Tasarım

Bazen karşılaşğınız binaları bir şeylere benzetirsiniz değil mi? Ya da gördüğünüz kıyafetleri….
Bu kez zihnimde çağşım yapan ve ufak ipuçları yaratan tasarımlarla geçmişten günümüze gelen tarihi dokuları ve bazı modern çalışmaları beraberce yakalamaya çalıştım.
Düz ve eğimli çizgiler, dokular, renkler, yalınlık ya da abartı, form gibi özellikler bu benzerlikleri zihnimde canlandıran detaylar oldular.
İşte onlardan bir kaçı:

Takip etmek için:
ve

21 Ekim 2012 Pazar

Bienalde Geleceğin Modacılarını Tanıyın....

Bienalden Moda İzleri
Bu seneki İstanbul Tasarım Bienal’inin iki temasından birisi de ‘Kusurluluk’. Bu temayı işleyen sanatçıların çalışmalarının bir kısmı Galata Özel Rum İlkokulunda ve bir kısmı da benim okulumda, İstanbul teknik Üniversitesi’nin mimarlık fakültesi binasında yani biricik Taşkışla Kampüsümüzde sergileniyor. Ancak bienalin okuldaki ayağı işin öğrenci boyutunda elbette, profesyonel tasarımcıların işlerini Galata’da ve İstanbul Modern’de görebiliriz.  
Ama geleceğin modacıları şimdi neler yapıyor diye merak ediyorsanız şimdi bienaldeki bazı tasarımlara beraberce göz atabiliriz.
Genelde özel okul katılımcılarının işlerinin bulunduğu sergide iki moda tasarım öğrencisinin çalışmaları oldukça dikkat çekiyor.
Bunlardan birisi Aysun Gedik’e ait Birth To Death çalışması. Hayatın kusurlu olduğunu ve bazen ölümün de kutlanabileceğini çünkü ölümün ebedi yaşama açılan bir başlangıç olduğunu, bir son olmadığını anlatan bu tasarımları gördüğüm kadarıyla okulda bayağı bir beğenildi.
İşte bahsettiğim işler:


Ufak bir eleştiride bulunursam eğer açıkçası tasarımın ana fikri yani (doğum-ölüm olayı) fazla sıradan ama bu fikrin işlenmesi ve bu türlü yorumlanması ise çok başarılı. Ayrıca mankenlerin duruşları da tasarımların etkisini kuvvetlendiren bir yapı oluşturmasını sağlamış.
Diğer dikkat çeken tasarım ve sahibi ise,
Elif Tekcan’ın Inspiring Whisper: Nature adındaki çalışmaları




Tasarımcının çıkış noktasını ve fikirlerini okuyamadım ne yazık ki ama başlığa bakarak en büyük kaynaktan, doğadan etkilendiğini söyleyebiliriz sanırım.

Ama şunu söyleyebilirim ki çalışmadaki az renk kullanımı ve renklerin uyumu, kumaşların beraberce yarattığı ahenk ve tabi ki formlar tasarımın etkisini arttıran detaylar olmuş.  Özellikle de form başlı başına öne çıkan unsur, çünkü yaratılan amorf şekiller, belirli geometrileri kırmak isteyen biçimler tüm bu çalışmanın odağı durumunda, geri kalan bileşenler de onu daha çok desteklemeye yarayan parçacıklar haline gelmişler.
Neyse sonuçta bir gün yolunuz Taşkışla’ya düşerse ikinci kat koridorundaki sergiyi ve giriş kattaki bize ait çalışmaları gezmeyi ihmal etmeyin derim.   : D
Takip etmek için:

 


 

11 Ekim 2012 Perşembe

Marit Fujiwara


 Aykırı bir  tasarımcı     
                                                                                                         
MARIT    FUJIWARA
Marit Fujiwara Norveç’de doğmuş olmasına rağmen Brezilya’da büyümüş bir tasarımcı. Meslek eğitimini ise Londra’da Chelsea Collage of Art and Design’da tamamlayan Fujiwara’nın tasarımlarının en ilginç yanı kullandığı malzemeler….

Kumaşları normal halinde kullanmaktan ziyade katmanlaştırarak yeni oluşumlar, dokular ve yüzeyler yaratan Marit Fujiwara tasarımların şeklinden çok malzemenin özgünlüğü için çalışan bir tasarımcı. Bunun yanında sanatçı, farklı kumaş cinslerini birleştirerek yeni stilde fiyonklar, karmaşık renkler yaratmayı hedefliyor ama bunu yaparken de sade çizgiler üzerinden gitmeyi ihmal etmiyor.
İşte kendine ait bir tarz yaratan sanatçının tasarımlarından bir kaçı:






Takipte kalmak için:

6 Ekim 2012 Cumartesi

kulak arkası küpeleri



KULAK   ARKASINA DA   KÜPE

Küpe deyince sallantılı, sabit, parçalı, boncuklu, gümüş, mıknatıslı ve daha bir sürü küpe modeli aklımıza gelir ama bu küpeleri her zaman kulak memesinde ya da kepçesinde hayal ederiz. Oysa bu küpeler için kulağı delmek gerekmiyor, mıknatısla da yapışmıyor.

Evet, kulak kepçesine kolaylıkla takılıp çıkarılabilen kulak arkası küpelerden söz ediyorum.



Bu küpeler genelde sıradan küpelere göre kulağa daha geri planda yerleştikleri için normal küpelere göre daha fazla dikkat çeken nesnelere sahip olmalılar. Bu nesneler ise genelde renkli ve uzun tüyler ya da metal zincirler olabilir. Böylece bu uzun sallantılı ekleri sayesinde saçın yanında rahatlıkla fark edilebilir ve egzotik bir hava yaratılabilir.

İşte bazı tüylü kulak arkası küpeleri:



Bu şekilde tüylere sahip olan küpeler için en ideal saç modeli ise kesinlikle açık saçlar. Saçların arasında kaynaşarak hoş bir etki yaratacak olan bu küpeler ayrıca saçlara özel artı bir vurgu yapmış olacaklar.
Ve metal zincirleri olan aksesuarlar: