12 Ocak 2017 Perşembe

Golden Globe 2017


'Disrespect invites disrespect; violence incites violence.'
'Saygısızlık, saygısızlığı çağırır; şiddet, şiddeti körükler.'

Meryl Streep
Golden Globe 2017


Hayat boyu başarı ödülü alan Streep'in çok konuşulduğu bu geceden hoşuma giden yalın ve zarif tasarımları paylaşmak istiyorum bu yazıda. 

I want to talk about some simple but noble designs in this text.

Siyah her daim her yerin büyüsü // Black is forever 

Parlak ama sadeliği tam kararında // Bright but literalness is absolutely fitted

Renkler ve formlar çok hoş // like the colors and shape 

Capcanlı renkli tarzlarıyla çok tatlılar :) Ayrıca bu renk kendini yeterince ışıl ışıl ifade edebilme özelliğine sahip olduğu için kumaş ve form olarak abartıya kaçmamaları çok yerinde//  They are so sweet and sprightly with their fresh colors :) And also yellow is like sunshine color that can express itself dominantly. That's why their choice about simple forms of dress is completely braw, i think.

Son olarak tropikler : D  // Tropicals  : D

15 Mart 2014 Cumartesi

Mavi Kültürden Modaya: Azulejo / From Blue Culture to Fashion: Azulejo

Merhaba Herkesler,
Çok uzun zamandır hiç bir şey yazmadım, çizmedim biliyorum çünkü bu dönem artık bitirme öğrencisi oldum ben, aklım fikrim hep jürilerde, tasarımların, paftaların son durumlarında.... Umarım hepimiz için çok güzel bir dönem olur.

Hey everybody!
I know i didn't write or draw anything for a long time cause i am a graduation project student now, so just think about my jury, design, ideas something like that.... Hope, we all have a great term...


.











Neyse geçen haftalarda ünlü bir peyzaj mimarını araştırırken (Roberto Burle Max) şöyle biraz Brezilya'ya falan uzandım. Ondan sonra Latin bölgelerinde bayağı bir  takıldım desem yeridir. İşte böyle Burle Max'ı bırakıp başka başka ama yakın kültürlere göz atarken karşıma bir ilginç tabir çıktı : "Azulejo"

Anyway last week when i searched a famous landscape architect Roberto Burle Max, i have met some original terms of warm countries like Portugal. 
It's "Azulejo"

Bu isim Portekiz'e ait ve sanırım İspanyolca kökenli mavi (Azur) sözünden geliyor. Mavi- beyaz renklerle çizilmiş orjinal seramiklerin o kültüre ait özel adını tanımlıyor bu sözcük. Ülkemizde nasıl bu tip çalışmalara çini diyorsak onlarda kendi dillerine özgü bir sözcükle bu kültürlerini adlandırıyorlar. Kiliselerde, metro istasyonlarında, konutlarda daha pek çok yerde bu neşeli ve bir o kadar da ferah kültürün izleri görülebilmekte.

This is a part of Portugal culture and i guess the name comes from Azur (in spanish blue). These traditional blue and white ceramics are used façades, subway stations, church etc... When i see them firstly i remember our cultural blue ceramics (in Turkish Çini ) 
for more about çini: http://fashionletmefree.blogspot.com.tr/2013/01/turkun-rengi-turkuaz.html

Londra'da kısa bir süreliğine yaşama fırsatımız olmuştu. Kiraladığımız evin giriş kapısının üzerinde bu tip bir seramik vardı. Demek ta oralardan geliyormuş.... İlginç

We had a chance to live in London for a short time and i remember this type of ceramic on the façade of our house. Maybe it comes from this culture, interesting really.


.

























Tabi kendi çalışmaları için bu tip özgün karakterlerden ilham alıp (hatta bazen de kültürleri sömüren) moda devleri yine buralara el atmış. Böylece Azulejo seramikler kilise duvarlarından metro istasyonlarından eteklere elbiselere sıçramışlar.

Course there are many fashion firms try to find inspiration from the original culture like that (and sometimes they exploit the culture unfortunately). This time again they are here, so the azulejo ceramics fall from the walls of churchs and station and jump to the dresses....

Bu mavi tonu derin olmaktan ziyade neşeli ve egzotik geliyor bana. Ne kadar kilise gibi uhrevi yapılara yerleştirilmeye çalışsa da nafile.... Adeta güneşi, denizi, sıcak ülkeleri çağrıştırıyor.

Find the blue is cheerful and exotic but not deep. Although it was used in churches, i cant find it ethereally. It reminds me sea, sun and warm cities...

Bu üretimlerin bir kısmı Roberto Cavalli'ye ait.
Genel olarak simetrik çalışması ve yalın olmaya çalışan formlar kullanması bence yerinde olmuş. Çünkü her ne kadar mavi tonlar ve beyaz gibi az renk  kullanılsa da desenler çok karmaşık. Bu da kalabalık bir görüntü oluşmasına neden oluyor.

.












Ama bazı desenleri olduğu gibi kullanmak yerine daha akılcı ve özgün bir yol izleyebilirdi diye düşünüyorum. Aksi halde dediğim gibi kilise duvarını alıp giyinmekten öteye geçemiyoruz.
Bu konuda Issey Miyake ve Alexander McQueen'in üzerine kimseyi tanımıyorum doğrusu, doğanın içine gidip arayıp topladığı bulguları özgün bir şekilde soyutlayabiliyorlar. (Bkz:
http://fashionletmefree.blogspot.com.tr/2013/03/dogalin-replikasi.html )

Some of these productions belong to Roberto Cavalli. Usually symmetric and basic forms were used here and i think it was so necessity cause the patterns so complex although two colurs include. 

But i think they would follow more original way. Cause i think there is no any abstraction or variation.
This is not more than wearing of the church wall. In this theme i always find two names gorgeous:
Issey Miyake and Alexander McQueen. They can go inside the nature and culture and come back with their genuineness. (For more: http://fashionletmefree.blogspot.com.tr/2013/03/dogalin-replikasi.html  )



Bu kendini bilme, köklerini tanıma ve üretime geçerken doğa ile bütünleşme konusunda Burle Max'a da bakılabilir her ne kadar farklı disiplinlerde tasarımlar yapsa da.

For these themes (to identify origin, to integrate with the nature and culture ) we try to understand Burle Max although he works in another design discipline.


Takip etmek isterseniz / If you want to follow:




Bloglovin
 Youtube 
Jadis Jade 2014 


28 Ocak 2014 Salı

Sherlock Holmes Eskiz & Tasarım Denemeleri/ Sherlock Holmes Inspired Sketches & Designs

Merhabalar,
Yan tarafa yeni bir sekme açarak tüm eskizlerimi ve çizim denemelerimi doldurmaya karar verdim. Ama burada da bazen bir kaç deneme olabilir tabi diyerek yeni ama aslında eski çizimlerimi eklemeye başlıyorum. Umarım hoşunuza gider : )

Öncelikle sizinle paylaşmak istediğim eskizler yaklaşık 3 yıl kadar önce çizdiğim Sherlock denemeleri.
Bu çizimlerde benim gözümden suçlu ve kanun adamlarına uygun moda tasarımlarını görüyoruz. Bir nevi Sherlock Homes'dan ilham alınarak tasarlanmış çizimler yani....

Hi everyone ! I add a new link to the right side of the page (let me free !!! Sketches/ eskizler) You can find my all sketches here. Hope you like them : )

First of all, i want to share with you my Sherlock sketches, that i had drawn 3 years ago. In these sketches you could see fashion design trial of criminal and police in terms of my perspective. Kind a Sherlock inspired fashion design you can say....

Suçlu #1 / Criminals #1

Polis Güçleri  # 1/ Polices  # 1


Suçlularda daha esnek ve neşeli bir çizgi varken kanun adamlarında biraz daha ciddiyet eklemeyi uygun gördüm açıkçası. Bir de polis güçleri bir kaç parçalı kıyafetlere sahipken, illegal kişiler yalın ve tek parçalı tasarımlara sahipler.

As we can see, criminals have more flexible style, law people are a little bit serious.
When the polices have a few pieces clothes, criminals have only one-piece, simple, comfortable designs.


.














Suçlu #2 / Criminals #2

Polisler  # 2 / Polices  # 2
Burada da biraz daha farklı olarak polis tasarımlarında ciddiyet devam etmesine rağmen esneklik ve rahatlık geliyor. Formlar değişiyor, ayakkabılar daha günlük duruma geçiyor.  Suçluların yüzüne gelen maskeler ise olaya biraz daha esrar katıyor.

Although polices have serious style, now they are more comfortable and flexible. Forms of designs changes, shoes become more casual. And criminals have mask here. It provides a little bit lovely mystery. :)















Sherlock'un Meşhur Kemanı / Sherlock's Famous Violin

Kişileri tasvir etmek için bazen onlarla özdeşleşen nesneleri de kullanırız.  Harry Potter'ın asası, Temel Reis'in bir konserve ıspanağı, Alice'in tavşanı gibi.... Burada ben de bunu denemek istedim. Holmes'un piposu, kemanı gibi sıkça kullandığı nesnelerden kemanı seçerek bu şekilde onu çizdim.

Sometimes to describe people we can use objects that are identified someone like Harry Potter's wand, Popeyes's spinach can....  So i wanted to try it here and i chose Sherlock's violin.

221 B Baker Street

Sherlock Holmes ve tek arkadaşı olan Dr. Watson'ın paylaştığı Marylebone'daki meşhur evi 221 B numaralı evi. Onu da beyaz dış cephe taş kaplama ve koyu kızıl çatı kiremiti olarak tasvir etmiştim hep zihnimde. Bu tasvir burada da bu şekilde dışarı çıkmış oldu.

S. Holmes and his only friend John Watson's House. We all know their easy adress : 221 B Baker Street (nearest subway station is Marylebone i guess) : P   
I always describe it with white stone facade and dark red tiles in my mind, so i had drawn it like this.












Her neyse 3 yıl önce tüm bunları çizip asıl kahramanımız Sherlock'u çizmeye zaman bulamamıştım. Şimdide bulamadım ama en yakın zamanda ona uygun bir şeyler tasarlamak istiyorum.

Anyway, 3 years ago i had drawn them but i couldn't have time to design something for main hero Sherlock, and unfortunately still i don't have time. But at the earliest i will come back to draw : )

21 Aralık 2013 Cumartesi

Ve Özlenen Bir Orta Dünya Yolu. . . .

Merhaba !
Aralık geldi de geçiyor bile. Bu ayı çok sevmemin sebeplerinden birisi okulun yavaş yavaş sona ermeye başlaması : ) Diğer bir sebebi de kocaman bir merakla beklediğimiz filmlerin hep bu aylarda vizyona girmesi ve soğuk kış aylarında eğlenceli bir zaman geçirmemiz için bize yardımcı olması : ) 

Bu defa da öyle oldu. İlk gençlik hatta çocukluk  yıllarımdan bugüne zihnimde ve hayatımda kendisine kocaman bir yer edinen Orta Dünya'nın bir parçası sanki yeniden canlandı. Biliyorsunuz J.R.R Tolkien'in ölümsüz eserinden uyarlanmış Hobbit'in ikinci filmi ülkemizde vizyonda şu anda. Ve Peter Jackson ile ekibi her zamanki gibi döktürmüş. <3 

Ben de salondaki neredeyse herkes gibi hem kendi anılarımı hem de bu çılgın hayal gücü dünyasının genişliğini ve özgünlüğünü özlemiş olmalıyım ki filmden sonra yeniden eski kitaplarıma gömüldüm. (Yüzüklerin Efendisi, Silmarillion, Hobbit, Tehlikeli Diyarlardan Öyküler, Hurin'in Çocukları. . . .  kısacası tüm Orta Dünya yeniden önüme serildi.)

Bunun hatırına da bir kaç tane Orta Dünya kombinasyonu hazırladım. 
Umarım sevilir:

Hobbit'ciğimiz <3
.




























Burada Bilbo'dan ziyade genel olarak Hobbitlere yönelik bir görüşle onları çağrıştıran bir şeyler denedim. Benim gözümde genelde şirin, sevimli, rahat ve salaşlar. Bu yüzden zarif bir gömlek ve üzerine atılmış bir ceket ile şirin açık renkli ayakkabıları onlara uygun gördüm. Onlar da hem şirin hem rahat hem hızlı hem de neşeli tıpkı Bilbo gibi : )


Cüceler / Dwarfs
.




























Madenlerdeki yurtlarını Ejderha'dan geri almak için mücadele eden Cücelere ise daha çok toprak tonlarını yakıştırdım. Ana hatlarıyla ve az detaylara girilmiş, kabaca yontulmuş nesneler onları daha çok betimliyor. Bu yüzden de siluet halinde görünümü sağlayacak pelerinler ve salaş gömlekler ideal.

Orman Elfleri / Elves

.



























Orman elfleri ise kitapta hep yeşilin tonlarıyla tasvir edilmiş. Ben de yine aynı noktadan yola çıkarak yapraklar-yeşil tonları-dal gibi ormana ait olan varlıkları bu kombinasyonlarda kullanmak gerekli diye düşünerek, böyle bol ince zarif işlemeleri olan detaylı bir ürün bileşimi sunuyorum.

Gandalf
.




























Gandalf hep bilgelikle özdeşleşmiş renklerde karşımıza çıkıyor. Genelde tüm filmlerdeki bilge karakterler (Saruman, Gandalf, Thranduil, Galadriel, Celeborn. . . . ) beyaz ya da beyaza yakın tonlarda işlenmişler. Burada da yine benzer olarak gri tonları hakim ancak şekiller daha çok belirsiz. İnsan formuna doğrudan oturmuyor; kumaşların eğilip bükülmesiyle oluşmuş tuhaf bir sır gibiler. Bence bir Büyücüye yakışan da bu....

Göl İnsanları / Lake Town People
.


















Kahramanlarımıza hatırı sayılır ölçüde yardım eden Göl Kasabası Halkı ise sömürücü ve beceriksiz krallarının da katkısıyla kötü durumda ne yazık ki. Bu yüzden genel hatlarıyla ihtiyaçlarını karşılayabilen bu halk daha çok kalın ve tek tip solgun renklerin hakim olduğu kombinasyonlarla tasvir edilebilir gibi geldi.

Smaug
.




























Fakir Göl İnsanları'nın kasabasının hemen yanındaki Yalnız Dağ'da cücelerin altınlarının içinde yüzen ejderha Smaug.
Tam bir zenginlik, görkem, ihtişam ve güç sembolü kendisi. Bu yüzden onu bol işlemeleri olan detaylı, pullu, kendisi gibi koyu kırmızı bir tasarımla stilize etmeyi uygun gördüm açıkçası.

Büyücü Krallar / Witch-Kings
.




























Kitapta böyle bir parça olmamasına rağmen yine de film için böyle bir detay sahnesi yaratılmış. Burada (asıl olarak Yüzüklerin Efendisi'nde bol bol karşılaşacağımız Dokuzlar diye de anılan) Dokuz Büyücü Kral'ın yani Nazgullerin kendi meskenlerini terk ederek güçlenmesi konu ediliyor.
Bu nedenle siyah ve sevimsiz sert ama güçlü görüntülü bir bileşim buraya uygun oldu.

Bu ikinci filmdeki karakterler üç yukarı beş aşağı bu kadardı ama Peter Jackson filmi üç parçada çekmeye karar verdiği için bu bölümde sadece bu kadarını görebildik (bu arada ne yazık ki çok can alıcı bir noktada sona erdirmiş neyse artık bir kaç yıl daha dayanacağız.) o_O

Yalnız işin içine her zamanki gibi aşk meşk katmaya çalışınca bazı anlarda kısa süreli de olsa sıkıcı bir Hollywood etkisi oluşmaya başlamış. Onu sevmedik. Çilli yüzü ve kocaman elleriyle Evangeline Lily'yi de açıkçası ne elf olmaya ne de filmde bir parça olmaya hiç yakıştıramadık.

Ama en sonda Ed Sheeran film için çok şık bir şarkı söylemiş. O da burada:


Bizi takip etmek isterseniz; o da burada : )


Bloglovin'deyiz:
Bir de Youtube kanalımız:
Jadis Jade 2013 



10 Aralık 2013 Salı

The Lights Went Out

Merhaba Millet ! 
İşte tam bugün İstanbul'a kar düştü. 
Hafif hafif yağmurla karışık olsa da en azından perşembe gününe kadar şehirde bizimle kalacakmış. Benim gibi kapalı alanlarda çalışanlar ya da okuyanlar için ulaşım dışında çok sorun değil açıkçası ama dışarıda çalışan, yaşamaya çalışan, evsizler, sokak çocukları, ve bugünlerde her köşe başında rastladığımız Suriyeliler ve tabi ki sokak hayvanlarımız için zorlu bir süreç ne yazık ki. Umarım herkes kolayca atlatır bu soğukları.... 
Neyse tüm olumsuzluklarına rağmen buzları, soğuk havaları,  rüzgarları ve karları çok çok seven birisi olarak bugünlerde daha iyiyim açıkçası. Zihnim canlanmış, berraklaşmış gibi hissediyorum böyle zamanlarda.

Tabi soğukları, soğuk renkleri seven tüm insanlar gibi ben de bu sevgiyi temsil edecek bir üç boyutlu duruma geçiş araştırması yaptım ve kıştan esinlenerek üretilmiş bir kaç tasarım buldum.
İşte hepsi burada,
Öncelikle Chanel'in buz tutmuş çantaları:








 . 




















Açıkçası saydamlığı, ritmik duruşu, gerçekten buzu anımsatan kristallenme görüntüsüyle çantalar tam bir buz ama onu olduğu gibi alıp biraz büyütüp taklit olarak kullanmış gibiler, buzdan etkilenmek değil de doğrudan buz üretimi yapmak diyebiliriz bu duruma....
Bu kolyelerde de aynı düşünceyi görüyoruz. Buzu ilham alarak onu yorumlamak değil de daha çok o etkiyi hissettirmek:


Yine Chanel'in soğuk kış çalışması 




 .

























Ve diğer çeşitli denemeler ile çalışmalar









Bir de buzların ufacık filmi burada:



Takip için:



Bir de Bloglovin'deyiz:
Jadis Jade 2013 



17 Kasım 2013 Pazar

____________With Great Names: Alexander McQueen & Damien Hirst

McQueen'in bu çalışmalarını görmüşsünüzdür. Pek az zaman önce her yerde bu tasarımlar hakkında yazıldı çizildi. Ancak bu ürünler sadece ona ait değil, dünyanın en çok kazanan tasarımcısı olduğu iddia edilen bir visual artist ile; Damien Hirst ile beraber bu defa. Her ne kadar ortak bir ürün olsa da bakar bakmaz sadece A. McQueen'in stilini anımsatıyor yani bu çalışmaların onun çizgisinde olduğunu anlıyoruz. Bunu simetrik formlardan renklerden ve tabi ki kuru kafa motiflerinden çıkarıyoruz. Belki de Damien Hirst'ün bu kadar baskın bir stili olmadığı için onu bu eşarpların içinde pek hissedemiyoruz.
Her şeye rağmen baktığımızda üç boyutlu gibi görünen canlı imgeler (kuru kafalar), küçük formların birleşip büyüyerek, kendini tekrar ederek yayılması ve aslında tüm tasarımın ufacık bir bileşenin (kelebek) çeşitli türevleriyle biçimlenmesi; az malzeme ile devasa becerinin ve tasarım gücünün yansımasını gösteriyor. 
Simetrinin dışında burada en çok ilgimizi çeken şeylerden birisi de renk kullanımları ile çürümüşlük hissi veren böcekler ve bu hüzünlü, ıslak, ölü gibi görünen, insana saplantılı romanları ya da bir arayışı anımsatan kelebekler elbette. Bu çok ilginç, çünkü pek çok tasarımcı kendi ürünlerinde neşeli, coşkulu, edebi nesneleri kullanmayı tercih eder; burada ise yine pek çoğumuzun sevdiği bir varlık olan kelebek çok daha farklı, zıt bir gözle ele alınmış. Kelebeğin karanlık, soğuk, hüzünlü, kısa ömürlü yüzü işlenmiş gibi...

Bazı ürünlerde ise kelebek etkisi tamamen geri planda kalıyor. Onun önünde bu defa üçüncü boyutta görünen tek bir motif yer alıyor ki  bu yine kelebeklerden meydana gelen dev bir kuru kafa. Basbayağı illüzyon gibi olan bu çalışmanın işte tam bu kısmında Damien Hirst'ün etkisini hissetmeye başlıyoruz ama kendisi daha çok ortak gibi değil de McQueen'in elemanı gibi arka planda kalmış yine de. 



Bu arada bu tasarımların bu derece simetrik ve merkezi olması bana biraz kubbe içlerini de anımsattı, sanki küre içerisini ya da küre dışını  kaplamak için üretilmiş gibiler. Örneğin bu aşağıdaki görsel bir ahşap kubbeye ait ve kubbe tıpkı McQueen tasarımları gibi simetrik ve ritmik özellikleri sağlıyor. Aslında bizim tüm eski eserlerimiz ufak bir bileşenden yola çıkarak ve onun türevlerinden beslenerek merkezi ve simetrik olarak sistemli bir şekilde ilerliyor. Burada tasarımın ritm ve simetri ilkeleri kullanılmış olunuyor ve bu geçmişten günümüze değişmeyen bir durum.

                      Fas'ta ahşap bir kubbe içi / inside of a dome in Morocco




Yine de kullandığı tüm tasarım ilkelerine rağmen McQueen bu çalışmalarında biraz ürpertici biraz da karanlık ve kasvetli. Basbayağı yok oluşu anlatıyor bir yerde.... Onun ben de uyandırdığı hisleri anlatmak için şöyle bir deneme yaptım belki daha iyi anlaşılır demek istediklerim....
(this is my short video that tries to show the feelings of mine about the designs)



Takip için:


Bir de Bloglovin'deyiz:
Jadis Jade 2013