21 Aralık 2013 Cumartesi

Ve Özlenen Bir Orta Dünya Yolu. . . .

Merhaba !
Aralık geldi de geçiyor bile. Bu ayı çok sevmemin sebeplerinden birisi okulun yavaş yavaş sona ermeye başlaması : ) Diğer bir sebebi de kocaman bir merakla beklediğimiz filmlerin hep bu aylarda vizyona girmesi ve soğuk kış aylarında eğlenceli bir zaman geçirmemiz için bize yardımcı olması : ) 

Bu defa da öyle oldu. İlk gençlik hatta çocukluk  yıllarımdan bugüne zihnimde ve hayatımda kendisine kocaman bir yer edinen Orta Dünya'nın bir parçası sanki yeniden canlandı. Biliyorsunuz J.R.R Tolkien'in ölümsüz eserinden uyarlanmış Hobbit'in ikinci filmi ülkemizde vizyonda şu anda. Ve Peter Jackson ile ekibi her zamanki gibi döktürmüş. <3 

Ben de salondaki neredeyse herkes gibi hem kendi anılarımı hem de bu çılgın hayal gücü dünyasının genişliğini ve özgünlüğünü özlemiş olmalıyım ki filmden sonra yeniden eski kitaplarıma gömüldüm. (Yüzüklerin Efendisi, Silmarillion, Hobbit, Tehlikeli Diyarlardan Öyküler, Hurin'in Çocukları. . . .  kısacası tüm Orta Dünya yeniden önüme serildi.)

Bunun hatırına da bir kaç tane Orta Dünya kombinasyonu hazırladım. 
Umarım sevilir:

Hobbit'ciğimiz <3
.




























Burada Bilbo'dan ziyade genel olarak Hobbitlere yönelik bir görüşle onları çağrıştıran bir şeyler denedim. Benim gözümde genelde şirin, sevimli, rahat ve salaşlar. Bu yüzden zarif bir gömlek ve üzerine atılmış bir ceket ile şirin açık renkli ayakkabıları onlara uygun gördüm. Onlar da hem şirin hem rahat hem hızlı hem de neşeli tıpkı Bilbo gibi : )


Cüceler / Dwarfs
.




























Madenlerdeki yurtlarını Ejderha'dan geri almak için mücadele eden Cücelere ise daha çok toprak tonlarını yakıştırdım. Ana hatlarıyla ve az detaylara girilmiş, kabaca yontulmuş nesneler onları daha çok betimliyor. Bu yüzden de siluet halinde görünümü sağlayacak pelerinler ve salaş gömlekler ideal.

Orman Elfleri / Elves

.



























Orman elfleri ise kitapta hep yeşilin tonlarıyla tasvir edilmiş. Ben de yine aynı noktadan yola çıkarak yapraklar-yeşil tonları-dal gibi ormana ait olan varlıkları bu kombinasyonlarda kullanmak gerekli diye düşünerek, böyle bol ince zarif işlemeleri olan detaylı bir ürün bileşimi sunuyorum.

Gandalf
.




























Gandalf hep bilgelikle özdeşleşmiş renklerde karşımıza çıkıyor. Genelde tüm filmlerdeki bilge karakterler (Saruman, Gandalf, Thranduil, Galadriel, Celeborn. . . . ) beyaz ya da beyaza yakın tonlarda işlenmişler. Burada da yine benzer olarak gri tonları hakim ancak şekiller daha çok belirsiz. İnsan formuna doğrudan oturmuyor; kumaşların eğilip bükülmesiyle oluşmuş tuhaf bir sır gibiler. Bence bir Büyücüye yakışan da bu....

Göl İnsanları / Lake Town People
.


















Kahramanlarımıza hatırı sayılır ölçüde yardım eden Göl Kasabası Halkı ise sömürücü ve beceriksiz krallarının da katkısıyla kötü durumda ne yazık ki. Bu yüzden genel hatlarıyla ihtiyaçlarını karşılayabilen bu halk daha çok kalın ve tek tip solgun renklerin hakim olduğu kombinasyonlarla tasvir edilebilir gibi geldi.

Smaug
.




























Fakir Göl İnsanları'nın kasabasının hemen yanındaki Yalnız Dağ'da cücelerin altınlarının içinde yüzen ejderha Smaug.
Tam bir zenginlik, görkem, ihtişam ve güç sembolü kendisi. Bu yüzden onu bol işlemeleri olan detaylı, pullu, kendisi gibi koyu kırmızı bir tasarımla stilize etmeyi uygun gördüm açıkçası.

Büyücü Krallar / Witch-Kings
.




























Kitapta böyle bir parça olmamasına rağmen yine de film için böyle bir detay sahnesi yaratılmış. Burada (asıl olarak Yüzüklerin Efendisi'nde bol bol karşılaşacağımız Dokuzlar diye de anılan) Dokuz Büyücü Kral'ın yani Nazgullerin kendi meskenlerini terk ederek güçlenmesi konu ediliyor.
Bu nedenle siyah ve sevimsiz sert ama güçlü görüntülü bir bileşim buraya uygun oldu.

Bu ikinci filmdeki karakterler üç yukarı beş aşağı bu kadardı ama Peter Jackson filmi üç parçada çekmeye karar verdiği için bu bölümde sadece bu kadarını görebildik (bu arada ne yazık ki çok can alıcı bir noktada sona erdirmiş neyse artık bir kaç yıl daha dayanacağız.) o_O

Yalnız işin içine her zamanki gibi aşk meşk katmaya çalışınca bazı anlarda kısa süreli de olsa sıkıcı bir Hollywood etkisi oluşmaya başlamış. Onu sevmedik. Çilli yüzü ve kocaman elleriyle Evangeline Lily'yi de açıkçası ne elf olmaya ne de filmde bir parça olmaya hiç yakıştıramadık.

Ama en sonda Ed Sheeran film için çok şık bir şarkı söylemiş. O da burada:


Bizi takip etmek isterseniz; o da burada : )


Bloglovin'deyiz:
Bir de Youtube kanalımız:
Jadis Jade 2013 



10 Aralık 2013 Salı

The Lights Went Out

Merhaba Millet ! 
İşte tam bugün İstanbul'a kar düştü. 
Hafif hafif yağmurla karışık olsa da en azından perşembe gününe kadar şehirde bizimle kalacakmış. Benim gibi kapalı alanlarda çalışanlar ya da okuyanlar için ulaşım dışında çok sorun değil açıkçası ama dışarıda çalışan, yaşamaya çalışan, evsizler, sokak çocukları, ve bugünlerde her köşe başında rastladığımız Suriyeliler ve tabi ki sokak hayvanlarımız için zorlu bir süreç ne yazık ki. Umarım herkes kolayca atlatır bu soğukları.... 
Neyse tüm olumsuzluklarına rağmen buzları, soğuk havaları,  rüzgarları ve karları çok çok seven birisi olarak bugünlerde daha iyiyim açıkçası. Zihnim canlanmış, berraklaşmış gibi hissediyorum böyle zamanlarda.

Tabi soğukları, soğuk renkleri seven tüm insanlar gibi ben de bu sevgiyi temsil edecek bir üç boyutlu duruma geçiş araştırması yaptım ve kıştan esinlenerek üretilmiş bir kaç tasarım buldum.
İşte hepsi burada,
Öncelikle Chanel'in buz tutmuş çantaları:








 . 




















Açıkçası saydamlığı, ritmik duruşu, gerçekten buzu anımsatan kristallenme görüntüsüyle çantalar tam bir buz ama onu olduğu gibi alıp biraz büyütüp taklit olarak kullanmış gibiler, buzdan etkilenmek değil de doğrudan buz üretimi yapmak diyebiliriz bu duruma....
Bu kolyelerde de aynı düşünceyi görüyoruz. Buzu ilham alarak onu yorumlamak değil de daha çok o etkiyi hissettirmek:


Yine Chanel'in soğuk kış çalışması 




 .

























Ve diğer çeşitli denemeler ile çalışmalar









Bir de buzların ufacık filmi burada:



Takip için:



Bir de Bloglovin'deyiz:
Jadis Jade 2013 



17 Kasım 2013 Pazar

____________With Great Names: Alexander McQueen & Damien Hirst

McQueen'in bu çalışmalarını görmüşsünüzdür. Pek az zaman önce her yerde bu tasarımlar hakkında yazıldı çizildi. Ancak bu ürünler sadece ona ait değil, dünyanın en çok kazanan tasarımcısı olduğu iddia edilen bir visual artist ile; Damien Hirst ile beraber bu defa. Her ne kadar ortak bir ürün olsa da bakar bakmaz sadece A. McQueen'in stilini anımsatıyor yani bu çalışmaların onun çizgisinde olduğunu anlıyoruz. Bunu simetrik formlardan renklerden ve tabi ki kuru kafa motiflerinden çıkarıyoruz. Belki de Damien Hirst'ün bu kadar baskın bir stili olmadığı için onu bu eşarpların içinde pek hissedemiyoruz.
Her şeye rağmen baktığımızda üç boyutlu gibi görünen canlı imgeler (kuru kafalar), küçük formların birleşip büyüyerek, kendini tekrar ederek yayılması ve aslında tüm tasarımın ufacık bir bileşenin (kelebek) çeşitli türevleriyle biçimlenmesi; az malzeme ile devasa becerinin ve tasarım gücünün yansımasını gösteriyor. 
Simetrinin dışında burada en çok ilgimizi çeken şeylerden birisi de renk kullanımları ile çürümüşlük hissi veren böcekler ve bu hüzünlü, ıslak, ölü gibi görünen, insana saplantılı romanları ya da bir arayışı anımsatan kelebekler elbette. Bu çok ilginç, çünkü pek çok tasarımcı kendi ürünlerinde neşeli, coşkulu, edebi nesneleri kullanmayı tercih eder; burada ise yine pek çoğumuzun sevdiği bir varlık olan kelebek çok daha farklı, zıt bir gözle ele alınmış. Kelebeğin karanlık, soğuk, hüzünlü, kısa ömürlü yüzü işlenmiş gibi...

Bazı ürünlerde ise kelebek etkisi tamamen geri planda kalıyor. Onun önünde bu defa üçüncü boyutta görünen tek bir motif yer alıyor ki  bu yine kelebeklerden meydana gelen dev bir kuru kafa. Basbayağı illüzyon gibi olan bu çalışmanın işte tam bu kısmında Damien Hirst'ün etkisini hissetmeye başlıyoruz ama kendisi daha çok ortak gibi değil de McQueen'in elemanı gibi arka planda kalmış yine de. 



Bu arada bu tasarımların bu derece simetrik ve merkezi olması bana biraz kubbe içlerini de anımsattı, sanki küre içerisini ya da küre dışını  kaplamak için üretilmiş gibiler. Örneğin bu aşağıdaki görsel bir ahşap kubbeye ait ve kubbe tıpkı McQueen tasarımları gibi simetrik ve ritmik özellikleri sağlıyor. Aslında bizim tüm eski eserlerimiz ufak bir bileşenden yola çıkarak ve onun türevlerinden beslenerek merkezi ve simetrik olarak sistemli bir şekilde ilerliyor. Burada tasarımın ritm ve simetri ilkeleri kullanılmış olunuyor ve bu geçmişten günümüze değişmeyen bir durum.

                      Fas'ta ahşap bir kubbe içi / inside of a dome in Morocco




Yine de kullandığı tüm tasarım ilkelerine rağmen McQueen bu çalışmalarında biraz ürpertici biraz da karanlık ve kasvetli. Basbayağı yok oluşu anlatıyor bir yerde.... Onun ben de uyandırdığı hisleri anlatmak için şöyle bir deneme yaptım belki daha iyi anlaşılır demek istediklerim....
(this is my short video that tries to show the feelings of mine about the designs)



Takip için:


Bir de Bloglovin'deyiz:
Jadis Jade 2013 

14 Kasım 2013 Perşembe

"Opak ve Kış"

.































Merhaba Herkes!
Bu kez kış günlerini bana çağrıştıran bir takım tasarımlardan bahsetmek istiyorum ki bunlar Stéphane Rolland'ın 2014 sonbahar/kış serisi için ürettiği çalışmalar....Açıkçası tasarımcının adını daha önce duymamıştım ama ürünleri ilgimi çekti. Bunun en önemli sebebi de koyu ama dokusu olan kumaşlarla sade ürünler sunması,  tek tip kumaşla genişçe alanlar kaplaması ve teni tasarımın bir parçası gibi devam ettirmesi oldu.



Böyle soğuk renkleri, karanlık çizgileri, serinliği, sadeliği, kışı, kış gecelerini ve lacivert gökyüzünü çok sevdiğim için sanırım bu tasarımlar da fazlasıyla hoşuma gitti çünkü bana bu saydıklarımı anımsattı.  <3Bu arada arka fonun derinliğinin ayarlanması hem de sönümleyici renklerin kullanılması mekana ve tasarımlara ayrı bir derinlik sağlıyor tabi ki....



Buradan çok severek üretilen kısa filme ulaşın:







Takip için:


Bir de Bloglovin'deyiz:
Jadis Jade 2013