Bu yazıyı
okuldaki bir sanat dersinin ödevi için hazırlamıştım. Bir tasarımcıyı anlamak
için onun zihin yapısına ve etkilendiği şeylere bakmak, kullandığı malzemeleri
ve biçemleri irdelemek gerekliydi ve ben bu ödev için bambaşka bir tasarımcının
peşindeydim. Buna bağlı olarak, belli bir araştırmanın sonucunda, işte:
ALEXANDER
MCQUEEN
1969 yılında Londra’da doğan moda tasarımcısı Alexander
McQueen daha küçük yaşlarında ablaları için kıyafetler tasarlamaya başladı.
Okulunu yarım bıraktı ancak daha sonra tasarımcılığa olan ilgisi sayesinde,
İngiltere’nin en meşhur ve köklü terzilerinin bulunduğu cadde olan Savile
Row’da önce Anderson and Shephard’da daha sonra da komşu butikleri olan Gives
and Hawkes’da çalıştı. Geçmişte Winston Churchill, Amiral Nelson gibi ünlü müşterilere,
kişiye özel tasarımlar sunan bu meşhur caddede Alexander McQueen, kıyafetlerin duruşları ve tasarımların
sütrüktürleriyle ilgili konularda ustalaştı. Daha sonra tiyatral
kostümler tasarlayan ve 19. yüzyılın ortalarında kurulmuş köklü bir firma
olan Angels and Bermans’ta çalışmaya başlayan McQueen, bu atölyede kendine has çizgisine
büyük ölçüde kavuştu. Yirmi yaşında Koji Tatsuno’yla beraber çalışmaya başladı
ve beraber moda endüstrisinin güçlü ülkelerine seyahatler yaptılar. Milano’da
Romeo Gigili’nin asistanlığını yapmaya başlayan Alexander McQueen daha sonra Londra’ya
geri döndü ve master eğitimini tamamladı. İlk koleksiyonunu 1992’de sundu.
1996-2001 yılları arasında Givenchy daha sonrasında da Gucci için çalışmaya
başladı. Haute Coutureun dışına da çıkarak bay-bayan hazır giyim için çalışmaya
başladı. Bu dönemde aksesuarlar, kozmetik ürünleri ve parfümler de tasarlamaya
başlayan McQueen 2004’de erkekler için de tasarımlar üretmeye başladı ve 2001
yılından sonra ise kendi markasına daha fazla odaklanmaya başladı.
Alexander McQueen ‘in tasarımlarında doğadan esinlenilerek yaratılmış lirik
çizgiler, romantik ezgiler ve
yoğun duygular hatta tutkular ve biraz da agresif düşünceler göze çarpmaktadır.
İngiliz tekstiliyle, dramatik ve görkemli tasarım düşüncelerini ve elemanlarını
birbirine kombine etmektedir.
Kırılganlık-sertlik, geleneksellik-modernleşme gibi zıt kavramları yan yana
kullanarak birbirleri içinde kaynaşmalarını sağlayan bir üslup
geliştirmiştir. Nakış ve dantelle
kaplanmış koyu renkli tasarımlar, kum saati biçimli dalgalı elbiseler, dar
pantolonlar, keskin şekilli takım elbiseler… kendisine ait tasarım
çizgisinin karakteristik ve önemli parçalarıdır. Kendi markası için kullandığı
kesimleri tarihsel dokulu detaylar ve
hatlarla birleştirir. Çalışmalarında klasisizm,
oryantalizm ve fütürizm gibi akımları kendi düşünceleriyle kombine olacak
şekilde sunar. Son zamanlardaki çalışmaları yumuşak dökümlü kumaşlar ve
kalıplarla fütüristik akıma doğru yönelmeye devam etmiştir. Daha yakın zamanda
daha asi bir çizgi izlemeye başlayarak genç nesil modaya yön vermeye başlayan
Alexander McQueen, politik ve sosyal
konulu temalarla da (kadınların kısıtlı özgürlüğü, kölelik…) izleyici
karısına çıktı.
VÜCUT
Alexander
McQueen korseler yardımıyla vücudun anatomik yapısını değiştirdi buna ilave
olarak standart ayakkabı duruşunu da değiştirerek yüksek ve doğal ayak
şeklinden uzak yeni figürler yaratarak bunları tasarımlarında kullandı. Bu yüksek tabanlı ve eğimli ayakkabıları sayesinde cesur ve özgün
tasarımcılar arasında sıkça anıldı.
Modellerin omuzlarına ve baş bölgelerine boynuz
benzeri yapılar eklemek ya da mankenlerin saçlarını insanüstü bir
varlıkmışçasına gösteren yapılar kullanmak Alexander McQueen’in çarpıcı
üsluplarından birisidir. McQueen bu farklı saç tasarımlarını tarihin özellikle
14. ve 15. Yüzyıl insanlarının saçlarından esinlenerek üretmiştir. Bauhaus
akımından ve palyaçolardan ilham alarak deri ceketler ve elbiseler ürettiği
Horn of Plenty adındaki koleksiyonu bu boynuzlara en iyi örnek sunan
çalışmalarıdır.
MATERYALLER
Alexander McQueen pek çok moda tasarımcısından
farklı olarak tasarımlarını alışılmadık malzemeler kullanarak tasarlamıştır. Cam, deri, tüy, midye, boncuk, pul, dal, ahşap, kablo gibi malzemeleri geleneksel kumaşlarla birleştirmiştir
ancak son yıllarda daha yumuşak ve doğal kumaşları metal parçalarla ve
eklentilerle kombine etmeye başlamıştır. Daha yenilikçi ve ilginç malzemeleri
kullanan tasarımcı geçmişteki tasarımlarında bu elemanları yalnızca
tasarımlarının sert bölümlerini
yumuşatmak için tercih etmişti. McQueen’in kuş tüyleri gibi doğal
materyalleri beklenmedik yerlerde kullanma başarısı pek çok genç tasarımcıya
ilham kaynağı olmuştur. Farklı materyal arayışına olan bu ilgisi yüzünden 1997
yılında insan kemiği, dişleri ve bazı diğer parçaları kullanması suçundan
dolayı soruşturmaya tabi tutulan McQueen, bu malzemeleri kullanamaması
dolayısıyla deri ve kemik görüntülü bir erkek giyim koleksiyonu sundu.
Farklı malzeme arayışının dışında İngiliz
tekstilinde egemen olan koton, tasarımcının çokça kullandığı materyaller
arasındadır. Buna ek olarak yün, ipek, polyester, organze gibi kumaşlardan da
faydalanan tasarımcı bunları yine kendine özgü olacak şekilde ince paslanmaz metal parçalar ve levhalarla
kombine etmiştir. Farklı, yeni, yaratıcı malzemeler ve kumaşlar yaratmanın
yanında teknolojik gelişmelerden de faydalanan tasarımcı bilgisayar destekli
tasarımlarıyla mekanik etki yaratan tasarımlar sunmuştur.
Bazı tasarımlarında Stanley Kubrick, Pier Paolo
Pasolini, Alfred Hitchock ve Joel-Peter Witkin gibi sanatçıların kültleşmiş filmlerinden ve fotoğraflarından
etkilenen McQueen, cansız mankenlerin yüz, boyun, kol gibi uzuvlarını da
tasarlayarak fiziksel ve psikolojik
temalı koleksiyonlarını üretmiştir. Britanya’nın aykırı kişiliği, asi, holigan
çocuğu olarak görülen Alexander McQueen ayrıca politik ve kültürel temalı üretimlerle de adını sıkça duyurmuştur. Ayrıca
McQueen koleksiyonlarında sıkça kadınlara olan şiddetin anlamsızlığını
yorumlamıştır.1995 yılında Highland Rape adlı gösterisinde İskoçya ve İngiltere
arasındaki ilişkileri inceleyen McQueen röportajında savaş, din, kölelik gibi temaları da işlediğini belirtmiştir. Bunun
dışında ona göre kendi tasarımları var
olan bir mirası korumaktır.
20.000 Leagues Under The Sea adlı koleksiyonunu Darwin’in evrim teorisinden yola
çıkarak hazırlayan tasarımcı bu gösterisinde kadınların yok olan gezegenden
suya geçiş yapan yaratıklar olduğunu anlatan bir hikaye kurgusuyla seyirci
karşısına çıktı. Modeller heykelimsi elbiseler, fantastik balıklar, yılanlar
gibi renkli ve farklı kumaşlar, güvelerden esinlenmiş yapılar giyerek gösteriyi
sundular. 2010 yılında sunulan Plato’s Atlantis adındaki koleksiyonu ise
McQueen’in dalış sporuna olan tutkusu sonucu ortaya çıkan bir tasarımdır. En
çok Maldivlerde dalış yapan sanatçının su altındaki canlılara özellikle
mercanlara olan ilgisi bu koleksiyonun ilham kaynağı olmuştur. Hakim renkleri
siyah ve gümüş olan koleksiyon boncuk ve mücevherat tarzında farklı
elementlerle kombine edilmiştir. Gemiye benzetilen eğimli ve standartları aşan
ayakkabıları bu koleksiyonda kullanan tasarımcı bu ayakkabıları metal alaşımlarla
renklendirerek sunmuştur. Koleksiyonda ki kıyafetlerse deniz canlılarından ve
sudan esinlenerek yaratılmıştır.
Bu koleksiyonda vücudun
uzantısı ya da bir parçası gibi görünen organik elbiseler genelde yuvarlak
omuz hatlarıyla, kısa yuvarlak eteklerle ve kalça üzerine denk gelen halka, girdap
gibi dairesel elemanlarla şekillendirilmiştir.
Uç
tasarımları ve politik mesajlarıyla bilinen zarif ama asi
modacı Alexander McQueen İngiltere Kraliyet ailesi üyelerinin yanı sıra edebi
ve biçimsel giyimli pek çok ünlü yıldızı da giydirmiştir. Özellikle kurukafa
sembolüne olan ilgisi sayesinde tasarladığı eşarpları ünlüler de dahil olmak üzere
en çok kullanılan ve satılan ürünleri arasındadır. Erkekler ve bayanlar için
tasarımlarının dışında son yıllarda kozmetik tasarımları yapmaya da başlayan
McQueen, My Queen adında bir parfüm
üreterek adından söz ettirmeyi başarmıştır.
Alexander McQueen, 1996-1997-2001-2003 yıllarında Yılın En İyi Britanyalı Tasarımcısı ödülüne,
2003 yılında Amerika Moda Tasarımcıları Konseyi tarafından Uluslararası Tasarımcı ödülüne, yine 2003’de İngiltere Kraliçesi
tarafından En Üstün İngiliz Komutanı
ödülüne ve 2007’de En İyi Erkek Giyim
Tasarımcısı ödülüne layık görülmüştür.
Bazı koleksiyonlarından örnekler:
Romantic Nationalism adlı çalışmasından bazı tasarımlar
2010-2011ilkbahar-yaz Savage Beauty Koleksiyonundan
Ve Doğadan ve bazı gotik freskolardan etkilenerek ürettiği tasarımları.
Genelde kuşların bazı özelliklerini kullanmayı tercih etmiş....
Favori Tasarımım; insanı alıp başka diyarlara taşıyabilecek kadar güçlü bir kurguya sahip olduğunu düşünüyorum . kavramsal fikrinin yanında tekniği de oldukça güçlü bir tasarım:
Bir başka koleksiyonundan örnekler:
Ve son olarak Alexander Mcqueen'in tasarımlarını kullanan Lady Gaga'nın Bad Romance şarkısı eşliğinde Mcqueen'in tasarımlarından bazılarının gösterildiği bu videoya mutlaka bakmalısınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder